Son 3 haftada aldığımız galibiyetlerle ilk iki'deki Samsun ve Giresun takımlarının ensesine yapışmıştık.Aradaki farkı minimal seviyeye indirmiş, bu haftaki Samsun-Giresun maçından önce oynayacağımız Eskişehir maçına adapte olmuştuk.Çünkü zirvedeki iki takımın maçından Adana Demirspor her türlü karlı çıkacaktı.Bu su götürmez bir gerçekti.Ancak ligde 1 galibiyeti bulunan ve bizim maça kadar 15 gol atmış olan Eskişehirspor, Dün Adana Demirspor karşısında Çanakkale Geçilmezi oynadı.11 kişiyle kapanan rakip takım kontra ataklarla kalemizde az sayıda tehlikeli pozisyona girdi.Ancak rakibin dünkü amacı bize gol atmaktan ziyade GOL YEMEMEK üzerineydi.Şimdiye kadar oynadığı maçlarda genelde açık bir oyun sergileyen Eskişehirspor, dün kendi oyununu unutup Demirspor'u savunmaya odaklanmıştı.Ligden düşmesi matemetiksel olarak olmasa da kesinleşmiş olan bir takımın bütün futbolcularıyla sahada canla başla mücadele etmesinin daha doğrusu Adana Demirspor'a gol attırmamak için mücadele etmesini hiç bir akıl bana ONUR MÜCADELESİ veriyorlar diyerek duygusala bağlayıp anlatmasın.Dünkü gördüğümüz köyün bir klavuza ihtiyacı yoktu çünkü...
Özellikle attıkları golden sonra şampiyon olmuş gibi, ligde kalmış gibi sevinmesinin de hiç mantıklı bir açıklaması yok.Yedek kulübesi de dahil olmak üzere bütün futbolcularıyla sevinç yumağı oluşturmasının derinlerde başka anlamları olduğu kesin...
Eskişehir yedek kulübesinin bizim yedek kulübemize saldırması ve olayların maç sonu da devam etmesi bu maçla başka bir şekilde hazırlandıklarının açık ve net kanıtıdır...
Futbol'da sahada ve tribünde dostluk olduğuna inanan bir insan değilim.Bu tarz aşırı sevgi pıtırcığı yaklaşımlar tribünlerimize zarar veriyor.
Bu sezondan sonra Eskişehir camiasıyla uzun bir süre görüşmemek ümidiyle, Allah çarşılarını pazar etsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder