Sayfalar

9 Haziran 2009 Salı

EVRENSEL GAZETESİ 6 ŞUBAT 2008

Bu şehrin ‘Asi Çocukları’ var Ve de onların ‘Soylu Kavgaları’... Erman Koçak Adana Demirspor’un ‘Şimşekler Grubu’ adı altında bir araya gelen taraftarları, muhalif söylem ve tavırlarıyla farklı bir porte çiziyor 1940’ta geldik dünyaya/Konuşmayı öğrendik senin adınla/Futbolcusu hocası taraftarıyla/Haydi bastır Şimşeğim forma aşkına’ sözlerinin ‘Bilmem Şu Feleğin Bende Nesi Var’ türküsüne eklemlenmesiyle 5 Ocak tribünlerinin çok aşina olduğu bir tezahürat söylenir durur Çukurova’da nicedir” diyerek başlayan fanzin macerasında, Adana Demirsporlu taraftarlar, bir endüstri halini alan futbolda tüketim kültürü yerine taraftarlar arası dayanışma ve birlikte üretim ruhunu canlı tutma çabasını savunan bir kale olarak Çukurova’da bayrağı dalgalandırıyor. Fanzine yine geçilmez anlamına gelen ve Adana’nın Kozan ilçesinde bulunan kaleden esinlenerek “Anavarza” ismini veren “Şimşekler Grubu” üyeleri, tribünlerde kendi tabirleriyle naif muhalifliklerini de sergilemeye devam ediyorlar. Fanzin sorumlusu Necmi Sezcan Çamurdan, Demirsporluluk duruşunu şu sözlerle özetliyor; “Hrant Dink suikastinden sonra Şimşekler Grubu’nun kurucusu ve Adana Demirspor eski başkanı olan Adem Atılgan’dan çok onurlu bir talep iletildi Futbol Federasyonu’na. Talepte, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından oynayacağımız ilk maçımızda sahaya çıkarken “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” yazılı bir pankart taşımak istediğimiz iletildi. Futbolcularımızın elinde olacak bu pankart kardeşliğe, insanlığa ve bütünlüğe vurgu olacaktı.” Artık iyice endüstriyel bir sektör haline gelen futbolda taraftarlara müşteri gözüyle bakılıyor. Böyle bir futbol ortamında Adana Demirspor taraftarının yeri neresidir? Kendim de bu kulübün bir parçasıyım diye söylemiyorum, Adana Demirspor taraftarı bu üretkenliğini koruduğu sürece müşteri olarak kabul edilen taraftarlar içerisinde hiçbir koşulda yer almayacaktır. Biz sunulanı tüketen bir yapıya sahip değiliz, olmayanı en olmayacak koşullarda dahi var eden bir yapıya sahibiz. Örnek vermek gerekirse geçtiğimiz günlerde hayata geçirilen ADS Store projesi. Uzun yılların hayaliydi fakat bir türlü yapılamıyordu. Hayata geçirmeyi başaranlar taraftarlar oldu, Şimşekler Grubu imzasıyla mağazamız açıldı. ‘Büyük başarılara’ imza atan İstanbul’ takımları yerine neden Demirspor taraftarlığı? Büyük imkanları olan takımların “büyük başarılarında” aradaki yüzlerce kilometreye rağmen ortaklık iddia etmek yerine kendi takımımızın herhangi bir başarıya imza atabilmesi için gösterilen çabalarda pay sahibi olmak daha değerlidir diye düşünüyoruz. Dolayısıyla seçimimiz Adana Demirspor taraftarlığı yönünde oluyor. “Futbol asla sadece futbol değildir” sözünden yola çıkarak bu İstanbullulaşma’yı, küreselleşme kılıfı altında dünyanın nice kültürel zenginliğinin kaybedilmesiyle özdeşleştirebiliriz. Bizce, kişinin kendi şehrinin takımına yabancılaştırılması, küreselleşmenin birkaç ölçek küçültülmüş şeklidir. Demirspor taraftarlarını Liverpool ya da Livornolu taraftarlar gibi muhalif taraftar grupları içerisinde gösterebilir miyiz? Gösterebiliriz. Hatta bu tribünde oluşturulmuş olan muhalif tavır İngiltere’nin Liverpool’u ve İtalya’nın Livorno’su gibi örneklerden daha kıymetliymiş gibi geliyor bana. Nedeni de şu; demokrasi kültürüne dair kazanımları muallakta kalmış bir toplumuz, muhalifliği çok farklı ve çok yanlış şekillerde algılayabiliyoruz zaman zaman. Dolayısıyla özellikle tribün gibi karmaşık yapıya sahip bir ortamda birilerine veya bir şeylere tepki geliştirmek, kendi geliştireceğiniz tepkiden daha büyüğüne maruz kalmanıza neden olabiliyor. O nedenle Şimşekler Grubu’nda yaratılmış olan bu naif muhalif duruş benim için daha büyüktür. El emeği göz nuru pankartlarımızda yazıldığı gibi, bu şehrin “Asi Çocukları” var. Ve de onların “Soylu Kavgaları”... Fanzininizden söz eder misiniz biraz ... Tribün Dergi adındaki bir internet sitesi sayesinde aklıma düştü bu fikir. Bu site Türkiye’den birçok takımın taraftarlarını barındırıyor ve bu sayede hem seviyeli bir ortamda fikir alış-verişinde bulunabiliyorsunuz hem de gelişmeleri takip edebiliyorsunuz. Yabancı tribünlerden fanzin çalışmaları ve ülkemizdeki yayınlarla ilk kez bu site aracılığıyla tanıştım. Daha sonra çeşitli fanzinlerin takipçisi olmaya başladım. Fanzin hazırlığı, basımı, yayımı ve dağıtımının kolay bir iş olmadığı daha kolları sıvamadan önce belliydi, zor bir uğraş olacaktı. Fakat taşıdığı ruh Demirspor tribünlerini ile mükemmel bir şekilde örtüşüyordu, bunu fark ettim. Adana Demirspor tribünlerindeki her bireyin içinde bir Yaşar Kemal yaşıyor adeta. Zaten söyleyecek çok fazla sözü olan bir tribünüz, bir de söyleyiş üslubu edebi değer taşıyan fertlerimizin sayısı fazla olunca yazı seçimi konusunda fazlalıktan dolayı zorluk yaşanabiliyor. (Adana/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder