Sayfalar

5 Kasım 2014 Çarşamba

Suya yazılanlar : Adana Demirspor


Varlığından tamamen tesadüf eseri haberdar olduğum, sonra Ankara’daki kitapçılarda bulamadığım için, kendisini okumamı salık veren arkadaşımdan ödünç aldığım çok değerli bir kitabı sizlerle paylaşmaya can atıyorum.

Elinize alır almaz anlayabileceğiniz gibi yazılışından, kapak tasarımına tamamen yerel olanaklar kullanılarak hazırlanmış, 2008 yılında, Adana’da,  Demircan Matbaası tarafından basılan,  Behçet Kurtiç’in yazmış olduğu Suya Yazılanlar “Yenilmez Armada” kitabı
kalbimi güm güm attıran kitap.

Behçet Kurtiç’in önsözünde kitabın nice uğraşlarla ortaya çıktığını görmekle kalmıyor, bir zamanlar Türkiye’de sporun hemen her dalında ses getiren Adana ‘nın nasıl bir spor kültürüne ev sahipliği yaptığını henüz sayfaları çevirmeden hissedebiliyorsunuz. Behçet Kurtiç dönemin Adana’sını, efsanevi Yenilmez Armada’nın çevresinde, dostluklar, yarışlar, rekorlar, kulvarlar içinden anlatıyor.

Suya Yazılanlar Adana Demirspor’un yüzme ve su topu branşlarında Türkiye’nin en başarılı takımı, sporcularının rekor üstüne rekor kırdığı, 1955–1970 yılları arasında 17 yıl aralıksız hiç yenilmeden, 22 yılda tek malubiyet alarak toplam 29 kez Türkiye Şampiyonu olan Yenilmez Armada ‘nın yazgısı dönemin belediye başkanı Turhan Cemal Beriker ve Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Rıza Salih Saray’ın çabalarının ardından 1938 yılında Adana’da yüzme havuzu yapılması için verilen kararın ardından biçiliveriyor. Bir de bunun üzerine Muharrem Gülergin’in önderliği eklenince, Adana kanallarında yüzme öğrenen gençler, 1942 yılında havuzun açılışı ile birlikte yüzmenin her branşında ve mesafesinde sayısız rekora imza atmaya, uluslararası müsabakalarda Türkiye’ye madalyalar kazandırmaya başlıyorlar. Hatta devrin federasyon başkanı Fehiman Akdağ Yenilmez Armada sporcularının başarılarını  “Başlarında Muharrem Gülergin gibi müstesna yaradılışta bir ağabeyleri bulunduğu ve böylesine severek çalıştıkları sürece, Adana Demirspor Kulübü’nü havuzlarda alt etmek mümkün değildir.” diyerek anlatıyor.

İrili ufaklı nice anı, sadece Yenilmez Armada’yı değil, aynı zamanda Adana Demirspor’un da ülkemiz sporundaki yerini kavramamızı olanaklı kılıyor. Özverinin, takım arkadaşlığının, sporcu ahlakının dopingle, rüşvetle, para babalarının kirli ilişkileriyle yan yana gelemeyecek kadar ayrıksı olduğunu yine Behçet Kurtiç’in deneyimlerinden okuyabiliyoruz. Ama aynı zamanda Türkiye’de sporun gelişmesinin, çağdaş, emekçi karakterini ve benliğini yitirmeyen sporcuların yetişmesinin önündeki engellerin neler olabileceğini de düşünmeden edemiyoruz, hele hele sporcularının büyük kısmının üniversite eğitimleri için İstanbul’a gitmesinin ardından maddi olanaksızlıklar sebebiyle Adana Demirspor’un Yüzme ve Su Topu Şubesinin kapatılışını anımsadığımızda.

Benim gibi doksanlı yıların sonuyla iki binli yılarda yüzmeye başlayan gençler için, Adana Demirspor’un Yenilmez Armadası neyi çağrıştırır bilmiyorum ama Behçet Ağabey’in önsözde “Bu kitapla önemli bir işi başardığıma inanıyorum.” yazarak vurgulamaya çalıştığı şeyi kendi hesabıma kavrayabildiğimi sanıyorum, düşünsenize, bu yaşananlar, o yazmasaydı, öyle kıyıda köşede kalacak, biz yeniyetme gençler bu ülkede kızlı erkekli ev tartışmaları sürüp giderken, Adana havuzlarında arzı –endam eden 1959 yılı Türkiye Şampiyonasında kızlı –erkekli yarışmakta da beis görmeyen yüzücüleri tanıma olanağına kavuşamayacaktık.

http://sportmence.org/suya-yazilanlar-adana-demirspor/887/

1 yorum:

  1. Kitabın hazırlanışında ufak da olsa bizim de katkımız oldu, ulusal bir yayınevinden çıkarılması için de temaslar kurduk ama baskı adedi az olacağı için Adana'da basmaya karar verdiler. Elden ele bir şekilde yayılıyor, keşke daha çok kişiye ulaşsa...

    YanıtlaSil